pubg uc, pubg 980 uc, pubg epin, valorant,epin,pvp server epin, pubg midasbuy epin
Ana Sayfa SAĞLIK 2 Mayıs 2021 95 Görüntüleme

Özümüz tasavvuf musikisinde gizli

Özümüz tasavvuf musikisinde gizli
pubg uc, pubg 980 uc, pubg epin, valorant,epin,pvp server epin, pubg midasbuy epin

Özümüz tasavvuf musikisinde gizli / MedyaPress Haberler

Sanatçı Elif Ömürlü Uyar “Bizim mûsıkîmizin özü tasavvuf mûsıkîsidir ve bence en güzel nağmeler de o eserlerdedir” diyor. Dini mûsıkînin kendi içinde câmi mûsıkîsi ve tekke mûsıkîsi diye ikiye ayrıldığını dile getiren Uyar, şöyle devam ediyor: “Yûnus Emre, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz., Niyâzî Mısrî Hz., Aziz Mahmud Hüdâyî Hz. burada ismini sayamayacağım nice mutasavvıf şâir, şiirlerinde Kur’ân’ın hakîkatini yani tasavvufu anlatmıştır.”

Elif Ömürlü Uyar İstanbul’da dünyaya geldi. İTÜ İşletme Bölümünden mezun oldu. İlk müzik eğitimini Kubbealtı Mûsikî Cemiyeti’nde babası Yusuf Ömürlü’den almaya başladı. Babasından aldığı musiki eğitimini Kubbealtı Kültür ve Sanat Vakfı’nda öğrencileriyle paylaştı. 2016 yılından beri İstanbul Türk Ocağı Ömürlü Mûsikî Topluluğu’nu çalıştırıyor. Ayrıca nazariyat, solfej, repertuar ve usûl dersleri veriyor. Öte yandan üç yıldır da Caddebostan’da Performans Sanat Akademi’de tasavvuf mûsıkîsi korosunu çalıştırıyor. Geçtiğimiz aylarda Gönül Bahçemden adlı albümüyle müzikseverlerle buluşan Uyar ile kendi müzik yolculuğunu ve tasavvuf musikisini konuştuk.

İlk olarak şunu sormak istiyorum: Musikiye ilginiz nasıl başladı? Popüler müzik türleri gibi daha çok ilgi duyulan müzik türleri yerine sizi tasavvuf müziğine iten ne oldu?

Mûsıkîşinas bir ailenin içinde doğup böyle bir çevrede büyüdüğümden kendimi bahtiyar addediyorum. Babamla annem zaten Üsküdar Mûsıkî Cemiyeti’nde tanışıp evlenmişler. Babam Yusuf Ömürlü klasik şaheserlerimizden “Dügâhkâr”ı kardeşlerimle bana, çok küçük yaşlarımızda öğretmişti. Sanırım 13 yaşlarımda, Kubbealtı Mûsıkî Cemiyeti’ndeki çalışmalarına beni de götürmeye başladı. Dolayısıyla küçük yaşlarımdan itibaren meşk sistemiyle pek çok klasik eser öğrendim. Evlenince ve çocuklarımı büyütme aşamasında olduğum yıllarda, hâliyle mûsıkî çalışmalarına ara vermek zorunda kaldım. Bu sürecin sonunda, mûsıkîye yeniden zaman ayırmaya başladığımda, kendimi bir tasavvuf mûsıkîsi meşkinin içinde buldum. Kıymetli kardeşim Emre Ömürlü idâresindeki bu çalışmalar bana çok tesir etti. Nağmelerin ve sözlerin güzelliğiyle büyülenmiştim adeta. Bir de Ankara’da Ahmet Hatipoğlu ile Elif Güreşçi’nin beraberce icra ettikleri ilâhîler beni ziyâdesiyle etkilemişti. İlk defa bir bayan sesinden ilâhî dinliyordum. O günü hiç unutamam.

GÖNÜLLERE HİKMETLER DOLAR

Ne arıyordunuz, burada ne buldunuz?

Bizim mûsıkîmizin özü tasavvuf mûsıkîsidir ve bence en güzel nağmeler o eserlerdedir. En güzeli terennüm ettiği için olsa gerek… Elbette şarkılarımız da türkülerimiz de, hâsılı bütün mûsıkîmiz çok güzel ama tasavvuf mûsıkîsi ile gönlümüze hikmetler dolar, huzur buluruz.

Ramazan ayı Müslümanların kendisini her yönüyle denetime aldığı bir ay. Bu ayda dini müziğe olan ilgide de artış oluyor. Bu ilgiyi nasıl yorumlayabiliriz?

Mübârek aylar, mübârek geceler, dünyâ meşgalesine, dünya hırslarına kapılanlar için arınma, dinlenme, haz ve sükûna kavuşma imkânı verir. Ramazan ayı kendi içimize dönebilmemiz, Rabbimize yönelmemiz için bir vesîle ayıdır. Müminler de bu ayı oruç, ibâdet ve kalplerini her türlü kötü duygulardan arındıracak olan tasavvufla daha çok hemhâl olarak geçirmek istiyorlar. Yani Kur’an’la. Çünkü mutasavvıflar Kur’ân’ın hakîkatini, özünü şiirleriyle anlatmışlar. Yani tasavvuf mûsıkîsinin özünde Kur’an var. Bu nutk-u şerifler, âyet ve hadislerin yorumu gibidir. İdrâk etmek nasip olsun inşallah…

Dini müzik kişi üzerinde ne tür etkiler oluşturuyor?

Bu eserlerin güftelerine bir daldı mı insan, kendini bir tasavvuf sohbetinin içinde bulur.

“İksîr-i âzamdır nutk-u ehlullah” (Kâmil mürşidlerin sözleri bütün dertlere devâ bir iksir, içenlere ölümsüzlük kazandıran âb-ı hayat gibidir.) diyor bir ilâhîde.

Ben şöyle hissediyorum. Bu eserleri terennüm ettikçe, tekrarladıkça mısralardaki mânâları idrâk etmeye başlıyorsunuz. Zamanla kavrayışınızın yükseldiğini fark ediyorsunuz. Bu mısraları yazan ulu zatların hâliyle hallenmeye başlıyorsunuz. Onlar huzurda ve huzurlu oldukları için size de bu hâl sirâyet ediyor. Bir büyüğümüz derdi ki: “Kırk gün Hak sohbeti dinlemeyenin gönlü kararır.” Düşünsenize; tasavvuf mûsıkîsi ile meşgul iseniz sürekli bu sohbetin içindesiniz. Bu ne büyük bir nîmettir.

TASAVVUF MÜZİĞİ Mİ DİNİ MÜZİK Mİ

“Tasavvuf Müziği” deyimi yakın dönem isimlendirmelerinden. Genel itibarıyla dini müzik çerçevesi içinde bugün tasavvuf müziği diye nitelendirdiğimiz müzik nereye oturuyor?

Tasavvuf müziği tabirini ilk kullanan ‘’Gönül Telimizi Titretenler’’ ve “Hoş Sadâ” programlarıyla tanınan merhum Ergun Balcı’dır. Tasavvuf mûsıkîsinin revaç bulmasını sağlayan da Ahmet Hatipoğlu ve Ergun Balcı’nın beraberce yaptıkları radyo ve televizyon programlarıdır. Açıkçası ben tasavvuf mûsıkîsi tabirini kullanmayı daha çok seviyorum. Dînî mûsıkî diye tâbir edilen müzik, kendi içinde câmi mûsıkîsi ve tekke mûsıkîsi diye ikiye ayrılıyor. Özellikle tekke mûsıkîsinde terennüm edilen, mutasavvıf şâirler tarafından yazılmış şiirler, nutk-u şeriflerdir. Yûnus Emre, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz., Niyâzî Mısrî Hz., Aziz Mahmud Hüdâyî Hz. burada ismini sayamayacağım nice mutasavvıf şâir, şiirlerinde Kur’ân’ın hakîkatini yani tasavvufu anlatmıştır. Ken’ân Rifâî Hazretleri de, Hz. Mevlânâ’nın Mesnevî’sini, Kur’ân’ın tefsîridir diyerek okutmuşlar, Niyâzî dîvanını Mesnevî’nin şerhi olarak belirtmişler, ‘’Biz de onun lübbünü İlâhiyât-ı Ken’ân’da yaptık’’ buyurmuşlardır.

Geleneksel dini musikimizin halk müziği, sanat müziği gibi diğer geleneksel musikimizle bir bağı var mı? Benzerlikleri ve ayrıştıkları şeyler neler?

“Dînin müzik üzerinde tesiri var mıdır?” sorusuna Yesârî Âsım Arsoy: “İlham, Allah`ın verdiği bir his, bir duygu olduğuna göre, aşka dayanan her mevzûda dînin, bâhusus îmânın büyük tesiri vardır. Mesela hüseynî makamında bestelediğim: ‘’Fâriğ olmam meşreb-i rindâneden’’ diye başlayan Hüseynî şarkımı sabah namazından sonra bestelemiştim. Daha bunun gibi ilâhî hâlet-i rûhiye içinde yazmış olduğum ve bestelediğim nice eserlerim vardır.” cevabını vermiştir.

İlâhî, şarkı, türkü birer formdur. Usûl ve güfte, formlarda en belirleyici etkendir. Mutasavvıf şâirlerin bestelenmiş eserleri genellikle ilâhî formundadır. İstisnalar da var tabii ki. Mesela Ken’ân Rifâî Hazretleri’nin “İlâhiyât-ı Ken’ân” isimli kitabında 3 tane şarkı vardır. Şiir tasavvufî ama eser form olarak şarkıdır.

GENÇLERİN İLGİSİ ARTTI

Günümüz musikisi için neler söylemek istersiniz? Bizim diyebileceğimiz musikinin gelişmesi için yeterli bir sanat politikamız var mı? Bu doğrultuda neler yapılmalı?

Mûsıkîmizin gelişmesi için nasıl bir politika izlenmesi gerektiği, “Mûsıkîmizin Altın Çağı” dediğimiz Sultan 3. Selim dönemi incelenerek, onun sanata ve sanatçıya yaklaşımı, onları nasıl himâye ettiği, onun döneminde mûsıkîmizdeki gelişmeler incelenerek ve örnek alınarak, daha iyi anlaşılabilir. Bugün maalesef mûsıkîmize hizmet edebilecek, eser üretebilecek insanlar kendi çabalarıyla ilerlemek durumundalar. Ama şunu da belirteyim ki mûsıkîmiz açısından bundan 50 sene öncesine baktığımızda bugün çok daha iyi durumdayız. Konservatuarlar çoğaldı, kabiliyetli, bu işi aşkla şevkle yapan genç sanatkârlar var. Unutulmaya yüz tutmuş eserlerimiz seslendiriliyor. Albümler, kitaplar basılıyor. Kalıcı güzel işler yapılıyor ama daha da iyi olabilir. Dileğimiz ve gayretimiz bu yönde olmalı.

KLASİK OLAN KAYBOLMAZ

Günümüzde dini musiki diye ortaya çıkan ancak hiçbir norma oturtulamayan türde eserler mevcut. Bunlar uzun zamandır revaçta. Siz, bu durumu nasıl yorumluyorsunuz, bu tür şeylerin kalıcılığı olabilir mi? Bunları musikimiz açısından nasıl değerlendirmeli?

Kalıcı olan klasik olandır. Hiçbir zaman kaybolmaz, sadece bir süreliğine gizlenir. Popüler olan her şey bir süre sonra unutulmaya mahkumdur. Güzel bir üslûp ve tavır sahibi olabilmek için ‘’Fem-i muhsin’’ dediğimiz sanatkârları dinlemek gerekir. Genç sanatçılarımız içinde çok güzel bir üslûba sahip olanlar var. Sayıları artsın inşallah…

TEKKELERDE ERMENİ VE RUM BESTEKARLAR

Bu topraklar farklı inançlara, dinlere ev sahipliği yaptı. Bu çeşitliliğin dini musikimize, musikimize ne tür etkileri oldu?

Mûsıkîmizde Ermeni ve Rum bestekârlar vardır, klasik formda ve şarkı formunda çok güzel eserler üretmişlerdir. O dönemlerde tekkeler konservatuar vazifesi görüyordu mâlum. Tekkelere devam eden Ermeni ve Rum bestekârlar vardı. Türk mûsıkîsine sanat değeri yüksek eserler veren Rum bestekâr Zaharya ve III.Selim’in tanbur hocası olan Tanbûrî İzak vardı. Hamparsum, 3.Selim’in arzusu üzerine bulduğu nota sistemi ile pek çok eseri kaybolmaktan kurtarmıştır. Asdik Ağa, Nikoğos Ağa, Leon Hancıyan, Tatyos Efendi, Bimen Şen, Artaki Candan, Aleko Bacanos mûsıkîmize çok güzel eserler kazandırmış gayrımüslim bestekârlarımızdandır.

Elif Ömürlü Uyar,Musiki,Sanat

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

Annie Türkiye’ye geliyor

Annie Türkiye’ye geliyor

pubg uc, pubg 980 uc, pubg epin, valorant,epin,pvp server epin, pubg midasbuy epin
pubg uc, pubg 980 uc, pubg epin, valorant,epin,pvp server epin, pubg midasbuy epin
Tema Tasarım | Pozitif Bilişim